Mor Kalp

Eksik, bir şeyler eksiktir hep.
Böyledir hayat, sonugelmez tatminsizliklerle dolu.
Yine öyle hevessiz bir gün
Suskun, uzaklara dalmış zihnim.
Kelimelerin yetersizliği daimi sessizliklerle anlaşılır,
Hep böyledir bu, en azından benim için.
Anlamak, dinlemekle başlar,
Sessizliği dinliyor ve onu anlıyorsanız
Çoğu sırrı çözmüş, hayata farklı pencerelerden bakıyorsunuzdur.
Tek başınıza rahatça yapabilirsiniz bunu,
Ancak bu eylem farklı bir insanla yapılmaya çalışılırsa
Anlam ortadan kaybolur ve sesler yine gücü eline alır...

Sanardım.

Sessizliğe bir başkasıyla adım attım geçenlerde,
Nefes alıp vermelerimiz haricinde,
Mutlak sessizlik hakimdi her yana.
Huzuru hissetmek bu kadar kolay olmamalıydı belki de.
Bir bakıma bir hileydi bu.
Zorlu, anlaşılması güç bu gizemlere sunulan tek kelimeli bir anahtar:
"Sevgi" deniyordu sanırım adına,
Tadını hatırlamıyorum, çok uzak bir his bana.
Yılların paslı, acımtırak kesikleri hakimken dilimde,
Şiirler satırlara gömülüyken kalbimde,
Üstümdeki lanetin kalktığı ana şahit oldum.
İki kişilik sessizlikte art arda çözülmeye başlarken sırlar,
Mor bir kalp vardı elimde.
Bana dayanan bir can,
Ellerimi soğutsa da içimi ısıtan mor bir yürek.
Durduk, o şekilde dakikalarca durduk.
Bozulmadı sessizlik ve kaybolmadı anlam.
Bir şeyler daha farklıydı eskiye göre,
Yıllarca sessizliğe gömülü sandığım huzur,
Tam ellerimdeydi artık.
Yıllarca tek başıma süren yolculuğum belki de bitmişti.
Yeni bir hayat vardı sol yanımda,
Taptaze ve tertemiz.
Aynaya bakmak gibiydi mor kalbe bakmak.
Her zerresinde belli acılar dokunmuş,
Her gamzesinde benzer mutluluklar yaşanmış,
Farklı bedende başka bir ben.
Anlaşmak için kelimelere ihtiyaç duymadığım,
Gözlerimi artık mavi ufka değil de kendisine kaptırdığım,
Saf güzelliklerle donatılmış, bana ait mor bir kalp.

Sessizlik ki bitmeli artık,
Kelimelerime sığınma vaktidir şimdi:

Anla sözlerimi mor kalp;
Damla damla düşsün yüreğime sevgin,
Nur hüzmeleri çarpsın ıslaklıklarıma,
Gökkuşağın açsın bize armağan edilmiş göklere,
Sırlarıma gömülsün adın,
Şiirlerin okunsun kurumuş dudaklarda,
Anlaşılmaz sözlerim iyi bilirim, 
Yazsam bile asırlara inatla
Asla kederimi kaderime alet etmem bu hayatta.
Soydan soya anlam kazanmalı bu mısralar,
Duvarlardan duvarlara kazınmalı imalar.
Yazmaktan bitap düşse de ellerim,
Şunu bil kalbim: Bana verdiğin her hediyeye değerim. 

Halit Yusuf Genç












Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın